Etiketler
Araç arka cam ve arka koltuk arasında kalan kısmın yeniden dizayn edilmesi ve araca uyğun sekilde ses sistemine uyarlanması işlemleri. Pandizot
Alt kategoriler
1906 yıllında Portobello da Alexandre Darracq tarafından kurulan otomobil fabrikası yaşadığı olumsuzluklar nedeni ile 1910 senesinde elinde bulundurduğu coğunluk hisselerini Ziraatbankası destekleyen işadamlarına satmak zorunda kalmıştır. Società Anonima Lombarda Fabbrica Automobili kısaca A.L.F.A kuruldu ve işin başına desinatör Giuseppe Merosi atandı.
Çok kısa bir süre sonra Alfa fabrikasından 24 HP ile ilk Alfa Romeo piyasaya sürülmüştür. Alfa Romeo otomobil piyasasının olumsuz seyri ithalatın zorlaşması ve silah sanayii yararına kuruluşundan hemen beş sene sonra iflasını ilan etmek zorunda kalmışlardır. Napolili makina sanayi fabrikası sahibi Nicola Romeo firmayı devir alarak fabrikayı silah sanayisine çevirmiştir.
Savaşın sonunda ülkede oluşan olumlu hava ülkenin en büyük sanayiicisi Nicola Roma’ yı tekrar otomobil sektöründe yer almaya itmiştir. Alfa Romeo Merosi tarafından tasarlanan RL & RM spor modellerini piyasaya sürmüştür. O zamanlar daha tanınmayan Enzo Ferrari Alfa Romeo sürücü olarak Alfa Romeo’ ya katılmıştır.
Bu arada Vittorio Jano Fiat tarafından transfer edildi. Ancak onun tarafından tasarlanan 140 PS lik güçlü yarış arabası olan P2 1924 Dünya şampiyonu olarak Alfa Romeo’ yu dünya markası yapmıştır.
Bundan sonra Alfa Romeo yarış dünyasında başarıdan başarıya koşmaya başladı. Bu sayede Alfa Romeo Motorspor dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiş oldu. Enzo Ferarri Alfa Romeo gayri resmi parkuru Scuderia Ferrari hayata geçirdi. Ancak global kriz Italya’ ya da ulaşmıştı. Alfa Romeo bundan böyle lokomotif ve tarım makinası yapımını bırakmak zorunda kalmıştır. 1929 yıllında borsanın çöküşü Alfa Romeo’ yu da yıkımın eşiğine getirmişti. Alfa Romeo’ yu kurtarma politikası planı altına devlet şirketi devir alıp, şirketi otomobil üreticisi Finmeccanica-Grubuna dahil ederek önceliği TIR ve uçak motoru sektörüne geçmişti. Bunun yanında orta dereceli motorspor başarıları şirketin yan işi haline gelmiştir. Bundan dolayı Enzo Ferrari ayrılma kararı vererek kendi şirketi ile yola devam etmeye karar verdi.Bu arada Italya’ nın Almanya safında 2. Dünya Şavaşına katılması ile Alfa Romeo tarihinde ikinci kez silah sanayisine atılmış oldu.
Şavaş sonunda şirket sesizce Lüks araba yapımından seri üretime geçiş yapmıştır. Giuletta Model serisi ile de ilk seri üretim patlamasını yaşamış oldu. Giuletta modelinin tanıtımı ile Alfa Romeo yine Motorsporları otoritesinden kabul görmeye başladı ve bununla birlikte motorsporlarında başarılar da tekrar gelmeye başladı. Ancak pas sorunu ve Kalite problemi 1980 yıllarda markanın imajını sarstı. Alfa Romeo 33 ve 90 la birlikte kalitenin yükselmesi ve efsanevi Alfa Romeo 75 ve 164 piyasaya sürülmesi bile Alfa Romeonun 1987′ de Fiat da geçmesine engel olamadı.
Daha iki yıl sonra Alfa Romeo zarardan kurutulup, yeni modelerin Alfa Romeo 145, 146 ve 147 Kompakt sınıfında ayaklandı. Bunun yanında 2000 yılında Alfa Romeo 156 yılın aracı seçildi. 156 GTA şimdilerde bile bir klasik haline gelmiştir.
1913 yılında Lionel Martin ve Robert Bamford, Bamford & Martin Ltd. olarak Singer markasını satan bir galeriyi Doğu Londra’ da kurarlar. İkiside birer tutkulu araba yarışcısıdır. Ancak Singer markalı araçları ile istedikleri hızlara ulaşamıyorlardı. 1914 yılında Lionel Martin Singer markalı aracı ile Aston Hill yarışına katılırlar ve bu yarış ile birlikte Aston Martin ismi oluşur.
İlk Aston-Martin portotip Coal Scuttle 1915 yıllında ve tam ikinci portotipin bitim aşamasında Bramford seri üretime ilgisinin olmadığını anlayarak şirketden ayrıldı. Amerikalı bir milyoner cocuğu Graf Louis Vorow Zborowski, Bamford’un yerini aldı. Bu sayede şirketin finansal bir rahatlama içinde girdi. Graf Louis Vorow Zborowski aynı zamanda araba yarışcı olarak 1922 yıllında ilk büyük başarıyı elde etti. Brooklands’ daki yarışda ulaşılan 122 km/s on dünya rekoru kırmış oldu. 1924′ deki Monza büyük ödül yarışmasındaki kazada hayatını kaybetti. Bununla birlikte Lionel Martin şirketin finansal dengesini koruyamadı. Gelen yardımlarla da bunu başaramayan Lionel Martin şirketin iflasını istedi ve şirketen ayrılmak zorunda kaldı. Kendisi 20 yıl sonrada bir trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti.
Daha önce de Aston Martin finansal destek veren Lord Charnwood , Augustus Cesare Bertelli ve William Somerville Renwick ile birlikte şirketi alırlar. 1927 yılından itibaren başarılar Aston-Martin-Modelleri olan International, Le Mans, Mark II & Ulster gelir. 1932 yılında Sir Arthur Sutherland Aston Martin Motors Ltd. satın alarak oğlunu müdür olarak atıyor. Yarış pistlerindeki başarıları sokaklara da taşımak adına normal arabalar üretme kararı veriliyor. Bu kararla okadar başarılı olunuyor ki, ilk Aston Martin Fan Kulübü kuruluyor. Aston Martin Owners Club şu anda 5.000 üyeye sahip. Aston Martin yarışlardan kendilerini geri çekince Bertelli 1936 yıllında şirketden ayrılır.
Aston Martin kurulduğu dan bu yana her iki haftada bir araç üretir. 1945 e kadar 700 araç üretilmiştir. Atom Aston Martini ikinci Dünya Savaşından önceki son projesidir. 1941 yıllında üretım durdurulmak zorunda kaldı. İkinci dünya Savaşının ardından Aston Martin tekrar finansal bir kriz ile karşı karşıya kalmıştır. Bundan faydalanan Traktör satışı yapan İngiliz işadamı David Brown Aston Martin Limitedi tam 20.000 Pound‘ a satın alır. Hemen bunun ardından spor araba fabrikası olan Lagonda satın alarak bunu Aston Martine entegre eder. 1948 da Drophead-Coupés DB1 olarak üretilir ve bunu DB2 takip eder. 1958 yıllında üretilen DB5 Aston Martin sayesinde sirketin imajını sağlam temellere oturtuyorlar. Ekim 1963 yıllında tanıtılan DB5 James Bond un Filmin de kullanılması ile efsane olarak yerini aldı. 1972 yıllında ki finanz krizi Aston Martin Lagonda Ltd. Birminghamer işadamlarına satılmadan önce yeni çag olarak bilinen DBS V8 i de gördüler. 1989′ a kadar Vantage, Volante & Vantage Zagato üretildi ve bundan sonra Virage modeli üretilen en iyi model olarak tarihe geçti. 1991 yıllından beri Aston Martin Ford Motor Company altında üretime devam ediyor.
1971 yılından beri BMW markası, Mini ve Rolls- Royce Motors Cars ile birlikte BMW Groupe çatısı altında yer almaktadır. Firma Karl Rapp ve Gustav Otto tarafından Bayerische Flugzeugwerke adında kurulmuş ve daha sonra Bayerische Motoren Werke GmbH olarak isim değiştirmiştir. Birinci dünya savaşı esnasında BMW uçak motoru üretimi yapan bir firmaydı ve bu bugüne denk şirketin logosuna yansımıştır. Bu yüzden parçalı amblemin mavi kısmı gökyüzünü beyaz kısmıda uçak pervanesini temsil etmektedir. 1923 yılında ilk BMW motorsiklet olan R32 piyasaya sürülmüştür. 1928 senesinde küçük araba üretimi Dixi yapılan Eisenach fabrikasını satın alınması ile otomobil sektörüne girer. 22 Mart 1929 yıllında ilk BMW yi 3 ve 15 beygirlik versiyonunu Austin Seven Lisansı ile üretir. İlk tek üretilen BMW küçük binek araç 3 ve 20 beygirlik versiyonları 1932 yılı ile 1934 yılı arasında 7000 adet üretilmiştir. 1933 yılında efsanevi model 303 üretilmiştir. Bu yıl icersinde BMW motorsporunda da boy göstermeye başlar. İlerleyen yıllarda Ernst Henne isimli sürücüsü ile başarılar gelir.
İkinci dünya savaşı sırasında BMW uçak üretimi ve mobilet üretimi yapar. Savaşın ardından Eisenacher Fabrikası Sovyetler Birliğine verilir. Savaş öncesi modeller burda üretilmeye devam edilir. Burda tüm makinaların olması buna olanak sağlamaktadır. BMW ismi kullanılmaya devam edilir ve ancak merkez Münih buraya bir etkisi kalmamış ve bu ismin kullanılmasını 1952 yılında mahkeme kararı ile engeller. Ve bundan sonra doğu Almanya’ daki bu şirket araçlarını EMW olarak sunmaya devam eder.
Münih ve Allach’ daki BMW fabrikaları 1945′ de Amerika askeriyesinin emri ile kapatılır. Üç yıl sonra R24 modeli ile savaş sonrasındaki ilk motor piyasaya sürülür. 1951 yıllında BMW 501 modeli ile Lüksotomobil sektörüne giriş yapar. Ancak bu üretim, üretim malliyetlerin yüksek olması şirkete zarar ettirir. 50 yılların ortasında motorsiklet pazarındaki durgunluk şirketi zor durumda bırakır. Şirket iflasın eşiğine gelir. Bu durumdan 1955′ de küçük araba modeli olarak piyasaya sürülen Isetta ile aşılabilinir.
1962 yıllında mühendis Herbert Quandt tasarlamış olduğu BMW 1500 modeli ile ilk orta sınıf otomobilini piyasaya sürer. Bunun takibinde 1800 und 2000 modelleri de piyasaya sürülür. 1966 yılında çift sıfır olarak tabir edilen (1602, 1802 ve 2002) modeller BMW beklenen başarıya ulastırır. 1972 yıllında tekrar 5 serisi ve üç yıl ara ile bugüne kadar üretilen en başarılı BMW modeli boy gösterir. 1976 ilk 6 serisi –Coupé, bir yıl sonra üst sınıf 7 serisi BMW ve 1972 de 2 jenerasyon olan ve günümüzde de hala beğenilen E30 3serisi BMW ler piyasaya sürülür. 1985 M sınıfı ilk spor sedan modeli olan M5, bir yıl sonra da M3 ve onuda takip eden yılda en önemli modeli 7 serisi olan ilk 12 silindirlik Alman aracı 750 iL üretilmiştir. 1988 yılında iki koltuklu ilk aracı Roadster Z1 üretilmeye başlanır ve bu serüven ancak bir yıl kadar sürer. 1990 3 jenerasyon 3 serisi E36 olarak bilinen model ve 1998 de de E46 ile takip eden bir serüven başlar. 1996 yıllında tekrar iki koltuklu bir arac olan Z3 ve onun da 2003 de Z4 modeli üretilmeye başlanır. 2005 den bu yana beşinci jenerasyon 3 serisi üretilmektedir.
BMW Groupe toplam 7 ülkede 23 üretim yaptığı fabrika ile faliyetlerine devam etmektedir. Montajlama işlerini uzak doğuda yaptırmaktadır.
Aktuel modeller 3 serisi, 5 serisi , 6 serisi ve 7 serisi ve bunun yanında spor modeller M3, M5 ve M6. 1 serisi Golf Sınıfında sınıflandırılmış ve 2004 den beri üretimde. SUV (Sports Utility Vehicle) arazi araçları modeli X5 bunun kardeşi X3 üretimine devam edilen araçlar içinde yer alır. 3 Serisi ve 6 serisi aynı zamanda üstü açık ve M3 olarak da bulunur.
Bir söylentiye göre, 1896-1897 yılları arasında Fransa’ da yaşayan sıradışı bir adam bisiklet atölyesinde çalışırken ” Chevrolet ” ismi ile Amerika’ nın en zengin ailelerinin arasına katıldı.
İsviçre’ nin La Chaux-de-Fonds kentinde bir saatçinin oğlu olan Louis’ in 11 yaşında çalıştığı bisiklet atölyesinde ” hızlı bir bisiklet ” üretip babasının katı ilkelerine rağmen yarışlara katılarak birinci oldu ve aldığı ödülle altı kardeşinin ve ailesinin geçimini sağladı. Chevrolet’ in güçlü pedalları ona geleceğini sundu.
1896- 1897 yılları arasında Amerika’ nın saygın iş adamlarından Vanderbilt üç tekerlekli motorsikletini tamir ettirmek için Louis’ in tamirhanesine uğradı ve yeteneğini gördükten sonra onu Amerika’ ya götürmek için ikna etmeye çalıştı. Louis Paris’ te Darracq’ la eğitiminden sonra Kanada’ da şöför ve makinist olarak görev yaptı. Louis Chevrolet 1901′ de nihayet rüyasını gerçekleştirerek New York’ ta De Dion-Bouton’ da çalışmaya başladı. Sonraki dört yıl burada motor tasarımı üzerinde çok çalıştı ve 1905′ te motor yarışlarında dünya rekoru kırdı ve 15 yıllık yarış hayatına ilk adımını attığı yıl sevgilisiyle evlenerek yuva kurdu.
Chevrolet’ in yarış kariyeri 1907′ de Buick Bug lastiklerini kullanmasıyla zirveye çıktı. Buick, William Crapo Durant tarafından önemli otomobil markası haline getirildi. Buick, 1908 de New Jersey’ de daha sonra ismine General Motor olarak devam edecek olan Durant General Şirketi’ nin bir parçası oldu. 3 Kasım 1911′ de Durant ve Chevrolet güçlerini birleştirerek Chevrolet Motor Otomotiv Şirketi’ ni kurarak efsanenin doğmasını sağladılar.
Durant’ ın vizyonu Chevrolet Şirketi’ nin gücüne güç katmak oldu. Böylece Chevrolet markası kısa zamanda kalite, değer, güvenirlilikle eş anlamda anılmaya başlandı, öyle ki Chevrolet 40 yıllık (1936-1976) Ford otomobillerini geride bıraktı.
Chevrolet’ nin ekonomik, küçük ve orta büyüklükteki yeni serisi 1 Şubat’ ta lanse edildi.
Otomotiv tarihinde çığır açan pek çok yeniliğe imza atan Citroën, 1919 yılında André Citroën tarafından kuruldu. Citroën soyadı, tüccar olan büyük büyük büyükbabasının sonradan “Citron” olarak değiştirilen “Limoenman” soyadından geliyordu; “küçük limonları olan adam”…
Henüz 34 yaşındayken “ dişli takımı ” üretmek üzere kendi şirketini kuran André Citroën, otomotiv endüstrisinde daha sonraları bir dev olarak anılacaktı. Citroën’ in hafızalara kazınan sembolü ” double chevron ” (rütbe işareti) ise André Citroën’ in kendi buluşu olan üçgen dişli sistemine bir göndermedir.
İşte otomotiv tarihin Citroën tarafından konan temel taşları:
4 Haziran 1919′ da Citroën markalı ilk otomobil satıldı: 10 HP A Type Torpedo. Citroën, Avrupa’ nın ilk seri üretim otomobili A Type’ ı otomotiv tarihine kazandırmıştı. Daha sonra,1924 yılında A Type ile kazanılan deneyim sayesinde B serisinin üretimine geçildi. Seri içinde dünyanın ilk çelik karoserli otomobili BlO yer aldı. 1933 yıllında Citroën 8CV, 93 km/s ortalama hız ve 300.000 km yol ile uzun mesafede dünya rekorunu kırdı.
Citroën 1934 yıllında dünyada ilk önden çekişli otomobilin seri üretimine başladı.1938 yıllında C serisiyle birlikte bir ilke daha imza atan Citroën, model gamını genişletmeye ve sektöründe öncü olmaya devam etti. 1938 yılında Citroën dünyanın ilk “hydropnömatik süspansiyonlu” otomobili La 15 Six’ i icat etti.
1955 yılında Citroën dünyanın fren disklerini standart olarak sunan ilk otomobili DS’ i icat etti. Yüzyılın otomobili olarak övgülere doymayan DS, ” gerçekleşen bir düş, bir mucize ” olarak tanımlanmıştı. Tanrıça anlamına gelen “déesse” kelimesinin okunuşu olan DS, otomotiv dünyasına bir mit olarak girdi ve hep öyle kaldı.
1978 yılında ” Dünyanın ilk en hızlı turbosuz otomobili ” La CX 2500 Diesel’ i icat etti. Aynı yıl yine ” dünyanın ilk tam elektronik ateşleme sistemine sahip otomobili ” La LNA’ yı satışa sundu.
1989 yılına gelindiğinde Citroën, herkesi yine şaşırttı: Dünyanın ilk hidroaktif süspansiyonlu otomobili XM sahnedeydi. 1994 yılında Citroën AX Eco 2,7lt/100 km ile yakıt ekonomisinde dünya rekorunu kırdı. 1996 yılında Saxo’ nun lansmanı yapıldı. 27.000 ziyaretçi aracın üretildiği yere, Aulnay’a geldi.
1997 senesinde ise 1.581.378 adet satılan ZX’ in üretimi sona erdi ve Xsara lanse edildi. 2000′ in Kasım ayında, Citroën, otomobil endüstrisinde bir ilk olan ISO 9001 (versiyon 2000)’ i aldı. C mirası yeniden gündeme geldi. Tarih yeniden canlandırıldı ve nostalji teknolojiyle buluştu. C serisindeki otomobiller, bulundukları segmente, kullanım amacına, donanımına göre numaralandırılıyor ve adlandırılıyor. En küçük model C1 ve en büyüğü C8 gibi.
2002 yılında ise Citroën yeni bir satış rekoru kırdı: 1 312 000 araç.. 2004 yılında İspanyol basını C2′ yi, Brezilya basını da C5 ve Xsara Picasso’ yu yılın en iyi aracı seçti. Yine aynı yıl içinde C4 modelinin hatchback ve coupé versiyonlarının tanıtımı Mondial’ de gerçekleştirildi. 2005 senesinde C serisinin prestij aracı olarak kabul edilen C6 modeli Frankfurt Fuarı’ nda ilk defa sergilendi.
2007 yılında Citroën Jumpy, 20 gazeteciden oluşan uzman jürinin oylaması sonucunda ” 2008 – Yılın Ticari Aracı ” ödülünü aldı. Citroën’ in ilk sedan aracı C4 Sedan Avrupa’ da ilk olarak Türkiye’ de lanse edildi.2008 yıllında Citroën’ in yerli aracı Nemo ” 2009- Yılın Ticari Aracı ” ödülünü aldı.
1996 yılında Romanya hükümetinin açmış olduğu ihale sonucu kurulmuş, adını Romanya topraklarının eski adı olan Dacia’dan alan , 1999 yılında Renault bünyesine geçen Romanyalı otomobil üreticisi.1968 yılında bütün parçaları Fransa’dan ithal edilerek montajı yapılan ve Piteşti’deki fabrikasında boyanan Renault 8 modelini Dacia 1100 adıyla piyasaya vererek üretime başladı. Dacia 1100, 4 kapılı 5 kişilik karosere ve arkadan konumlandırılmış 1100 cc’lik 4 silindirli 46 BG gücünde motora sahipti. 133 km/sa. azami hıza sahipti ve 100 km’de ortalama 6,6 lt benzin tüketiyordu. Dacia 1100 modeli 1971 yılına kadar üretimi devam etmiştir.
1969 yılında Renault 12 modeli Fransa’da üretilmeye başlayınca Dacia da 1300 adı ve kendi logosu altında 12’yi montajlamaya başladı. Dacia 1300’lerde 1289 cc’lik 54 bg motor kullanıldı. Azami hızı 144 km/saatti ve 100 km’de 9,4 lt yakıt tüketmekteydi. Türkiye’de Renaut 12’lerin üretimine Dacia’dan 2 yıl sonra 1971 yılında başlanmıştır.
Dacia 1300 montaja başlandıktan itibaren donanım farkı olan üç sürümle satışa sunuldu. Bunlar 1300 Standart, 1300 Super ve 1301 modlleridir. 1301 sadece Romanya Komünist Partisi üyeleri için üretilen bir modeldi ve bugünün araçlarında standart olan arka cam rezistansı ve 1300 modellerinde olmayan başka donanımlar içeriyordu.
1973 yılında Fransa ile aynı anda Renault 12 Break olarak adlandırılan ve 12’nin Türkiye’de en popüler modeli olan Station Wagon Romanya’da 1300 Break adıyla üretilmeye başlandı. Yine 1975-1982 yılları arasında kısıtlı sayıda (1500 kadar) 1302 adıyla bir pick up modeli de üretildi. 1302 modelinin çoğu Fransızların eski sömürgesi olan Cezayir’e ihraç edildi. Bu dönemde Renault’nun orta üst sınıfta bulunan 20 modeli de montaj yöntemiyle üst düzey Romen yöneticilerin kullanımına sunuldu.
1979 yılında Renault 12 ve dolayısıyla Dacia 1300 makyaj geçirmiş ve bir Doğu Avrupa markası şaşırtıcı olarak çeşitli donanım seçenekleri bu yıllarda ürün gamına eklenmiş (Standart, MS, MLS, S, TL, TX) baz modelin adı 1310 olarak değiştirilmiştir. İlerki yıllarda da 1185 cc’lik Dacia 1210, 1397 cc’lik Dacia 1410 modelleriyle ürün gamı genişlemiştir. 1981 yılında Dacia 1310 baz alınarak tasarlanmış tek kapılı 1310 Sport ve daha sonra da Dacia 1410 bazlı bir 1410 Sport modelleri sınırlı sayıda üretilmiştir.
Dacia 1981 yılından sonra uyguladığı çeşitli makyajlarla Renault 12 modelini üretmeye devam etmiş, 2 ve 4 kapılı pick up’lar dışında 1310 modeli baz alınarak hatchback modeli ve 12 modelinin tamamen dışında küçük boyutlu ve motorlu 500 Lastun modelini 1988-89 yıllarında kısa bir süre için üretilmiştir.
Dacia eski bir Peugeot modeli olan 309’u baz alarak ürettiği Solenza modeliyle özellikle Romanya’da önemli satış rakamlarına ulaştı. Daha önceki modeli Süper Nova’nın iyileştirilmiş versiyonu olan Solenza 1999 yılında Renault’nun Dacia’yı dünya markası yapmak için geliştirmesine büyük katkılar sağladı.
1 Temmuz 1899 tarihinde Palazzp Bricherasio’ da Società Anonima Fabbrica İtaliana di Automobili Torino (Torino İtalyan Otomobil Fabrikası Anonım Şirketi) kuruluş belgeleri imzalandı. 800.000 Liret değerinde bir şirket sermayesi, otuz hissedar tarafından imzalandı. Yönetim Kurulundan biri de, eşsiz girişimci enerjisi ile hemen kendini ön plana çıkaran Giovanni Angelli idi.
1900 yıllında Corsa Dante 35′ de ilk Fiat fabrikası törenle açılır. Fabrikanın 12.000 metrekarelik alanında 150 işci çalışmaktadır. Bu yıl, karşı karşıya sıralanmış iki veya üç koltuğu bulunan bir otomobil olan 3 1/2 HP modelinden otuz adet inşa etmiştir. Küçük bir gariplik: Aracın henüz geri vitesi yoktur.
İlk İtalyan turunda dokuz FİAT aracı hedef sınıra ulaşır. 1902, 24 HP Corsa’nın, yani Fiat’ın ilk gerçek yarış arabasının takdim edildiği yıl olur. Direksiyonda oturan Vincenzo Lancia ile firma, Sassi-Superga tırmanma yarışını kazanır. İkinci İtalya turunda Giovanni Agnelli Fiat 8 HP ile birlikte rekor kırar.
1906 yıllında Fiat firmasında 2.500 çalışan vardır. Üretimin üçte ikisi ihracata ayrılmıştır. Fiat, İtalya’da dört silindirli motora sahip hafif araçların üretimi için techiz edilmiş olan Ansaldi tesislerini devralırken, Birleşik Devletlerde de dikkate değer bir pazar payını ele geçirmiştir. Vincenzo Lancia, Milano’ da Coppa d’Ora’yu kazanır; Mathis ise, Fiat 40 HP ile Herkomer- Kupası’nda Targa d’Oro’yu ele geçirir.
Ford otomobil şirketi, Henry Ford tarafından Highland Park, Michigan, A.B.D.’de 16 Haziran 1903 tarihinde kuruldu. Michigan’da iş dünyasına adım atan, otomotiv sektörü lideri Ford Motor Company 6 kıtada, 200 pazarda araç üretimi ve dağıtımı yapmaktadır. Dünya genelinde yaklaşık 325.000 çalışanı ve 110 fabrikasıyla Ford Motor Company’nin ana ve bağlı otomotiv markaları Aston Martin, Ford, Jaguar, Land Rover, Lincoln, Mazda, Mercury and Volvo’dur. Otomotivle ilgili hizmet kuruluşları Ford Motor Credit Company ve Hertz’i de kapsamaktadır.
Ford oldukça yüksek sayıda üretime geçerken; endüstrinin de genel anlamda gelişmesinde büyük rol oynadı. Ford, Eli Whitney ‘nin düşüncelerini kullanarak değişebilir parçaları kullanıyordu. Böylelikle, arabalar daha düşük masraflarda üretilebiliyor ve yenilenebiliyordu. 12 kişinin 28.000 dolar yatırım yaparak kurduğu Ford günümüzde en fazla otomobil satan marka konumuna gelmiştir. Henry Ford’un şirket ve fabrika çalışanlarının da otomobil sahibi olabilme olanağı sunarak geliştirdiği Ford Model T 1908 yılında piyasaya sunulmuştur. Henry Ford’un seri üretim metodunu bulması üretim hızının artmasına ve maliyetleri düşürmesiyle beraber 1913 yılında 12.5 saat olan şasi üretimi, 2 saat 40 dakikaya düşmüştür. Bunun yanı sıra, aynı dönem içerisinde çalışanlarının maaşlarını 2 katına çıkararak günlük 9 saatlik çalışma sürelerini de 8 saate düşürmüştür. Rakip şirketler bunu kapitalizme uygun görmese de yıl sonunda Ford Amerika’daki tüm arabaların %50’sini üretiyordu. 1918 yılında ise, ülkedeki arabaların yarısı Model T olmuştu. Bunun yanı sıra, bu modelin fabrika çıkış renginin siyah olmasının sebebi de siyah boyanın en hızlı kuruyan boya olmasıydı. 1927 yılında Model T yerini Ford Model A’ya bıraktı.
Birinci dünya savaşı sonrasında yaşanan Amerika’daki büyük çöküntü döneminde ise, Amerika’daki tüm şirketlerde olduğu gibi Ford da bir çöküntü yaşadı ve birçok fabrikasını kapatmak zorunda kaldı ve işçileri de işsiz kaldılar.
Ford Model T Roadster
2007 Ford Shelby GT500 İkinci dünya savaşı döneminde tank üreterek şirket ayakta kalmaya çabalarken, savaş sonrasında Ford tekrar eski günlerine dönmeye başladı.
1955 yılında, halka açık bir şirket olan Ford, sonraki yıllarda Kanada, Meksika, İngiltere, Almanya, Brezilya, Arjantin, Avustralya, Güney Afrika ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede fabrikalar açtı. Türkiye’deki ortaklığı %51 The Ford Motor Company, %49’u Otosan A.Ş’ye aittir. 3 Ekim 1997 tarihinde imzalanan bir anlaşma ile Ford ve Otosan hisselerini eşitledi. Böylece Otosan A.Ş. yeni ismiyle Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., yani Ford Otosan ortaya çıkmış oldu.
1997 yılında ortaklık eşitlenmesinden sonra Ford Avrupa’nın, ekonomik bulmadığı için askıya aldığı bir proje, Türkiye’nin üretim kabiliyeti ve ekonomik koşulları nedeniyle Türkiye’ye aktarıldı. Bu projenin gerçekleştirilebilmesi için 150.000 adetlik bir kapasiteye ihtiyac vardı ve İstanbul fabrikası bunun için uygun değildi. Böylece yeni bir yer arayışına başlandı. Birkaç alternatif yer değerlendirildi, sonunda Gölcük’te deniz yoluna açık bir arsa bulundu. Ulaşılan bu seviye ile Ford Otosan Kocaeli Fabrikası, Avrupa Ford Fabrikaları arasında oditörler tarafından 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında “Best Plant In The World” olarak adlandırıldı ve en iyi notu elde edip birinci oldu.
Bir dönem Ferrari’yi satın alan Ford, Enzo Ferrari’nin yarış takımını, Ford’un yönetmesini istememesiyle bu anlaşmayı bozdu. Bunun peşinden gelen büyük bir rekabet; Ford’un GT40 modeli ile Ferrari’yi yenmesiyle sona erdi. Bunun ardından bu efsane model hem yarışlardan, hem de üretimden çekildi. Bir nebze olarak belki Ford’un isterse dünyanın en iyi yarış arabasını da yaratabileceğini simgeliyordu bu zafer.
Ford’un merkezi günümüzde Dearborn, Michigan, A.B.D.’de bulunmaktadır. Bünyesinde Mercury, Lincoln, Jaguar, Volvo ve Land Rover’ı da bulunduran Ford ayrıca Mazda’ya da ortaktır. Bunun yanı sıra Amerika’nın en büyük araba kiralama şirketlerinden biri olan Hertz’in de sahibidir
Honda ülkemizde daha çok motorlu taşıtlar sınıfısında binek, ticari araç ve motorsiklet ürün gamıyla uzun yıllardır tanınıyor olsa da binek ve ticari araçlar dışında, deniz araçlarında kullanılan su motorları , genel amaca yönelik olarak akaryakıtla çalışan motor ve jeneratörlerden çim biçme makineleri , endüstriyel otomasyonda sektöründe kullanılan robotlara kadar geniş bir üretim yelpazesine sahip Japon kökenli merkezi Tokyo’da olan uluslararası markadır.
Yılda yaklaşık 14 milyon adetle en büyük motor üreticisi olan HONDA, bugün 24 ülkedeki 124 üretim tesisi ve 6 farklı bölgedeki Araştırma Geliştirme merkezleriyle yaklaşık 150.000 kişiyi istihdam eden, faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde kalitesini ispatlamıştır.
Birbirinden farklı sektörlerde herkes tarafından kabul edilmiş Honda markası nasıl doğdu ?
Daha küçük yaşlarda el imalatı bir fiil kendi otomobilini kendi üretme hayalleri kuran Soichiro Honda daha sonra hayallerinin gerçeğe dönüşümüne bir fiil emeğini de koyarak Takeo Fujisawa’yla beraber kurucu ortak olarak Eylül 1948´de Hamamatsu’da Honda markasının ilk temellerini attılar.
Global pazarda ismini ilk olarak 1947 yılında üretmiş olduğu motosikletlerle duyuran Honda, bu sektördeki kazanımlarını hızla yatırıma dönüştürüp en büyük Japon motosiklet üreticisi durumuna geldi.
1964 yılında seri otomobil üretimine başlayan Bay Soichiro Honda bir sene sonra, kendi üretimi olan aracıyla katıldığı Grand Prix sezon yarışlarında 1965 yılının Ekim´inde ilk GP’yi kazanmasıyla on yıl gibi kısa bir sürede dünya otomobil endüstrisinde başrol oyuncularından biri olmuştu.
Çalışma yaşamı boyunca ticari satış ve pazarlama kaygısından uzak, idealist bir mühendis tavrıyla tasarım ve buluşlar yapan Bay Soichiro Honda artık Honda markasının sadece kurucusu değil, aynı zamanda Honda´nın marka stratejisini kurgulayan insan olmayı başardı. Her zaman farklı olanı yaratma arzusu , yaratıcı fikir ve projelere her geçen yıl bütçesindeki sermaye payını arttırdı.
1975 yılına gelindiğinde Honda global pazarda otomotiv sektörünün başrol oyuncuları arasındaki önemli konumunu almıştı.Özellikle 1972 yılında üretimine başlamış olduğu Civic modeli, bu başrolde büyük rol oynamış Honda’nın 1980´ lerin başında dünyanın en büyük uluslararası Japon firmalarından biri olmasının temellerini atmıştı.
Geçmişe dönüp baktığımızda bu başarı hikayesinin temelinin çocukluk hayallerinin peşine düşmüş, tüm hayatını bu amaca adamış Bay Soichiro Honda’nın her zaman yeni ve farklı olanı yaratma arzusunun mevyesinden başka birşey olmadığını anlamak çok zor olmasa gerek.
Honda markasının ülkemizdeki faaliyetleri ve satışta olan otomobil sınıfına bakacak olursak:
İlk olarak 1972 yılında Suzuka fabrikasında üretimine başlanan Civic modeli Honda’nın Türkiye’de de bugüne kadar en çok satılmış binek aracıdır. Honda Türkiye 1992 yılında Anadolu Grubu’ yla Honda’ nın %50 ortaklığı ile Anadolu Honda Otomobilcilik A.Ş. adı altında kuruldu.
Gebze Şekerpınar’ da 1995 yılında ilk temelleri atılan Honda Türkiye fabrikası ilk olarak 1998 yılında sürekli üretime geçen fabrika, Ocak 2003 tarihinden itibarıyla %100 Honda Motor CO. yatırımıyla Honda Türkiye A.Ş. olarak faaliyetini sürdürmektedir.
Grubun geçmişi 1940’ta Chung Ju Yung tarafından kurulan küçük bir tamir atölyesine dayanmaktadır. 1947’de kurulan Hyundai Engineering & Construction Company (HEC) Kore’nin savaş sonrası yeniden yapılanmasında kilit rol oynamış ve Grubun 60’lı ve 70’li yıllarda çelik, gemi yapımı, otomobil ve makine üretimi gibi değişik ağır sanayi sektörlerine girmesi için zemin oluşturmuştur.
1967’de Hyundai Motor Company’nin kurulması, grubun daha hassas teknolojiler gerektiren sanayi kollarına geçişini belirlemiştir. 1967’de kurulan Hyundai Motor Company bugün otomotiv üretiminde Kore’nin tartışılmaz lideri, dünyanın ise önde gelen otomotiv üreticilerindendir. Şirket 52.000’den fazla personeli ile Hyundai Grubu’nun temel taşlarından birini teşkil etmektedir. 1998 yılında firmasının da satın alınması ile Hyundai, Kore otomotiv pazarının %70’ini ele geçirmiştir.
Hyundai Motor Company’nin Güney Kore’deki fabrikaları haricinde Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Hindistan’da da global üretim merkezleri bulunmaktadır. Hyundai Otomotiv Grubu, 2005 yılı sonundaki global satışları itibariyle dünyanın en büyük 6’ncı otomotiv üreticisi konumunda bulunmaktadır ve 2010 yılı itibariyle 5’inciliğe yükselmeyi hedeflemektedir.
Hyundai Motor Company’nin yılda 1.5 milyon adetlik üretim kapasitesine sahip Ulsan fabrikası, dünyanın kompleks halindeki en büyük otomotiv üretim tesisidir.
Hyundai Grubu, bünyesindeki 45 şirketi ile Kore’nin ve dünyanın en büyük gruplarından birisidir. Dünya çapında 180.000’den fazla personeli bulunan Grup; motorlu araçlar üretimi, mühendislik, inşaat, gemi yapımı, çelik, petrokimya, makine, havacılık, elektronik ve finans sektörlerinde faaliyet göstermektedir.
Kibar Holding’in 1997 yılında Hyundai firması ile %50-%50 eşit ortaklık kurması ile Hyundai Assan Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. kurulmuştur. 1997 Temmuz ayında faaliyete geçen 125.000 araç/yıl üretim kapasiteli Ali Kahya tesisleriyle grup, Türk otomotiv sanayinde öncü kuruluşlar arasında yerini almaktadır.
Otomotiv tesisine hizmet verecek koltuk, iç donanım, taban ve tavan kaplamaları üreten yan sanayi şirketi ise hemen ana tesisler yanında faaliyete geçmiştir. Kibar Grubu şirketleri ISO 9002 Kalite Belgesi’ne sahiptir.
Volga Otomobil Fabrikası 27 Temmuz 1966 yılında, Kuibyschewer (bugünkü adı ile Samara) bölgesinde, yıllık 600.000 otomobil kapasitesi ile üretime başlamıştır. Bu üretim için ıtalyan Fiat ile 1966 yılında teknoloji ve lisans anlaşması yapılmış olup, şirketin yönetimine ülkenin otomobil bakanı Viktot Nikolayavich atanmıştır.
1967 yılının Nisan ayında ilk Jiguli otomobilller (sonraki modeller Lada adını almıştır) üretim bandından çıkmaya başlamıştır.
Aracın projelendirme aşamasında Fiat, Moskova Enstitüsü Nami ve şirketin araştırma – geliştirme departmanı birlikte yer almışlardır. Fiat 124 adı ile 1966 yılında sınıfında yılın otomobili seçilen bu model VAZ 2101 adı ile de ülkesinin en popüler otomobili olma sözünü veriyordu.
1971yılının Mart ayında yıllık 220.000 adet otomobil üretim kapasitesine ulaşan fabrika 1972 yılının Ocak ve yine aynı yılın Eylül ayında kapasitesini arttırmış, Aralık 1973 yılında ise fabrika bütün olanakları ile tam kapasite üretime ulaşmıştır.
Avtovaz yıllık 750.000 adet imalat kapasitesi ile Rusya ve Doğu Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi konumundadır. 1970 – 2003 yılları arasında 600.000 adeti Vega modeli olmak üzere toplam 22 milyon araç üretmiştir.
Ayrıca lisans anlaşmaları ile aralarında Ukrayna, Kazakistan, Mısır ve Ekvator ülkelerinin de bulunduğu 18 ayrı montaj tesisleri de faaliyet göstermektedir.
Mazda ilk olarak 1920 de Bay Jujiro Matsuda ve bir kaç arştırmacı tarafından Hiroşimada Toyo Cork Kagyo Ltd. adı altında kuruldu.Bu şirket şişe mantarı üretiyordu daha sonra adı Abemaki Ağaç Şişe Mantarı Şirketi olarak değiştirildi.
1929 yılına gelindiğinde şirket makine parçaları üretmeye başladı,aynı yıl ilk aracı olan (aslında motosiklet)üç tekerlekli 30 modelini üretmeyi başardı. Araç o kadar başarılı olduki Çin’e MAZDA-GO-A adı altında ihraç edilmeye başlandı.
1934 te şirket adını Mazda olarak değiştirdi. Aslında bay Matsuda mütevazi kişiliği ile tanınan biriydi ama gerek markanın imajı gerekse ailesinin isminin çok fazla ön plana çıkmasını istememesinden dolayı Zoroastrian dininin tanrısı olan Ahura mazda ile özdeşleşsin amacıyla isim mazda olarak kaldı. Aynı tarihte küçük 8 tekerlekli kamyonların üretimine başlandı ve marka ismide üstlerine kondu.
1935 te Mazda, sırf üretim kaabileyetinin artması amacıyla Kaya delgeçleri ve ölçü blokları üretmeye başladı.
1936da şu anki logoya benzer ama aynı olmayan ‘uçan M’figürü kullanılmaya başlandı. Bu figür Mazdanın anavatanı olan hiroşimayı temsil ediyordu ve aynı zamanda mazdanın Ahura mazdanında özellikleri olan çeviklik, hız ve yeni ufuklara süzülmeyi ifade ediyordu.
1940’ta İlk küçük sedan geliştirilmeye başlandı ama II.dünya savaşının patlak vermasiyle çalışma rafa kalktı ve ordu için arazi araçları üretimi başladı. 6 Ağustos 1945 teki atom bombası fabrikanın yarısını tahrip etti. Savaş sonrası fabrika tekrar inşa edildi ve üretim başladı.
1960’da Mazda ilk dört kapılı aracı olan R360 Coupe yi üretti.
1961 de NSU ile teknolojik ortaklık kurulup Wankel motorlara yönelik çalışmalar başladı. Bu yıl aynı zamanda mazdanın geleneksel benzinli motor,dizel motor ve wankel motor için beraber adım attığı bir yıl oldu. Bu yıl ilk pikap B1500 üretildi.
1962 de Carol 600 piyasya çıktı ve 1963 te üretim adeti 1 milyonu aştı.
1964’te İlk Familia 800 ve 100 yapıldı. 1965 te ingiliz firma Perkins Services’le dizel motorlar üzerine teknolojik ortaklık kuruldu.
1967 ve1968 Mazdanın patlama yaşadığı yıl oldu ve Avrupa pazarına Wankel motorlu Cosmos 110S ile girildi. Kia ile işbirliği anlaşması yapıldı (tabi teknoloji sattılar. 1970 te Japon intikamı başladı ve Amerikaya giriş yapıldı ve Capella RX2 tanıtıldı. 1973 yılında İhracat adetleri 1.000.000 adede ulaştı. 1996 yılında ISO 9001 Kalite Belgesini almaya hak kazanan ilk Japon Otomobil üreticisi ünvanını aldı.
2000 Mazda Hiroşima Üretim Merkezi ISO 14000 kalite belgesini almaya hak kazandı…
1876 yılında Nikolaus August Otto, uzun yıllardan beri sürdürülen “Güç Kaynağı” arayışına son vererek ilk dört zamanlı gaz motorunu üretti.Otto`nun yaptığı 4 zamanlı motorda ateşleme alevle yapıldığı için motor devri ancak dakikada 150-200 devire çıkabiliyordu. Kontrollü bir ateşlemesi olmayan bu motor geniş bir uygulama alanı bulamadı.
Otto`nun çalışma arkadaşlarından Daimler , Ottodan ayrılarak kurduğu atölyede sıcak boru ateşlemesi denilen bir sistemi geliştirdi. Boru sıcaklığı ayar edilerek , motor devrini ve çalışmasını kısmen kontrol altına aldı. Böylece motor devrini 800-1000 d/d`ya çıkarmayı başardı. Bu içten yanmalı motorların otomobillerde kullanılabileceğini ortaya koydu. Fakat motorlarda hâlâ yakıt olarak hava gazı kullanılıyordu.
Bundan sonraki çalışmalar havagazının yerine benzinin kullanılmasını sağlamak için; benzini pülverize ederek hava ile karıştırılması üzerinde yoğunlaştırıldı. Bu amaçla Daimler Almanya`da , Forest Fransa`da çalışmalar yaptılar. Forest , filit tulumbası esasına göre çalışan ilk karbüratörü yaptıysa da başarılı olamadı.
Daimler ise, havayı sıvı yakıt içerisine iterek yakıtı zerrelerine ayırıp bu zerreleri de ateşlemeden önce sıcak boru temas ettirerek buhar haline getirmeye çalıştı. Sonunda Daimler bu iki prensibi birleştirerek arkadaşı Wilhelm Maybach ile birlikte bugünkü modern karbüratörlerin esasını teşkil eden ilk şamandıralı karbüratörü yaptı. 1885 yılında Reitwagen adında bir motorlu bisiklet de üretti.
Bu çalışmalar devam ederken Alman mühendisi Karl Benz Daimler’in motoruna kendi bulduğu ilk elektrikli ateşleme sistemini de ekleyerek ticari yönden daha elverişli içten yanmalı motoru üretti. Gottlieb Daimler şamandıralı karbüratör yaparak içten yanmalı motorların gelişmesine katkıda bulunsa da yaptığı motoru bisiklet, kayık, at arabası gibi taşıtlara monte etmeye çalışarak Karl Benz`in gerisinde kaldı.
At kullanılmadan kendiliğinden hareket edebilen anlamındaki auto+mobile kavramının ortaya atılmasından sonra ilk otomobilin doğumu, bugün Otto motoru olarak bilinen bu motorun geliştirilmesinden tam 10 yıl sonra gerçekleştirildi. Karl Benz 3 tekerlekli otomobili yaparak fabrika etrafında deneme turları atmıştır. Bu esnada karısı ve işçileri heyacan içinde bağıra çağıra peşinden koştukları bilinir. Ancak araç dört turdan sonra bozulmuştur. 9 Ocak 1886 tarihinde Mannheim’li fabrikatör Karl Benz, Berlin’deki imparatorluk Patent Bürosu’na baş vurarak “Gaz motoruyla hareket eden araç” için patent hakkını aldı.
Aynı yıl “Kendi kendine hareket eden otomobil” rüyasıyla uğraşan bir başka kişi, Gottlieb Daimler, Stuttgart yakınlarındaki Cannstatt kasabasında önemli bir başanya imzasını attı: Gottlieb Daimler ilk motorlu otomobilini denedi.
Birbirine çok yakın mekanlarda, ancak birbirlerinden habersiz olarak otomobillerini geliştiren Daimler ve Benz buluşlarıyla yeni bir çağın açılmasına, dünyanın tam anlamıyla harekete geçmesine neden oldular.
Daha sonraki yıllarda Karl Benz’in şirketi “Benz&Cie” ve Gottlieb Daimler’in şirketi “Daimler Motoren – Gesellschaft” birbirlerine rakip olarak otomobil ürettiler. İlk otomobillerin çoğu, dişlileri olmadığı için yokuş çıkamıyor, önce durup sonra geriye doğru inmeye başlıyordu. 1893`da yapılan Benz Victoria marka arabada bir deri kayışı küçük bir kasnağa bindiren bir kol kullanılmıştı. Bu düzenek tekerleklerin daha yavaş dönmesini ve yüksek manivela gücünün arabayı yokuş yukarı tırmandırmasını sağlıyordu.
Benz Fabrikası 1896`ya kadar 130 araç üretti. 1894 yılında piyasaya sürülen Benz Velo önemli sayıda satılan ilk araç olmuştu.
1897 yılında Fransa’nın Nice kentinde yaşayan Avusturyalı tüccar ve Avusturya Nice Başkonsolosu Emil Jellinek, Daimler fabrikasını ziyaret ederek bir otomobil satın aldı. Uluslararası finans dünyası ve aristokrasi ile iyi ilişkiler içinde olan Jellinek, Daimler otomobili ile Fransız Riviera’sında büyük ilgi topladı. Daha sonra Jelinek 1899′da 23 beygir gücünde motorla donatılmış bir Daimler yarış otomobiline büyük kızı Mercedes ‘in adını vererek bu araçla Nice’de bir yarışa katıldı ve birinci oldu. Bu başandan sonra Jelinek, Daimler fabrikasına 36 otomobil sipariş verdi ve bu araçların “Mercedes” adını taşımalarını şart koştu.
Emil Jelinek’in elde ettiği satış başarısı üzerine Daimler, 1901 yılından itibaren ürettiği araçları “Mercedes” olarak adlandırmaya karar verdi. Mercedes İspanyolca konuşulan ülkelerde çok kullanılan bir isimdir. Kelime olarak da Mars gezegeninin ispanyolca adıdır. Lütuf ve zerafet anlamına da gelmektedir. 23 Haziran 1902 tarihinde Mercedes marka adı olarak tescil edildi. 26 Eylül 1902 tarihinden itibarende kanunlarca koruma altına alındı.
Mercedes logosunun anlamı
Şirketin kurucusu Gottlieb Daimler, Deutz’daki motor fabrikasındaki görevinin ilk yıllarında, Köln ve Deutz manzaralı evinin tepesine bir yıldız amblemi koymuş, eşine yazdığı mektuplarda bu yıldızın günün birinde başarıyı ve gücü temsil edeceğini ve fabrikasının üzerinde parlayacağını söylemişti. Yıldız Daimler’in, motorlu araçların “karada, suda, havada” evrenselliğini simgelemektedir.
1909′da tescil edildi. 1916 yılında yıldızın etrafı, içinde dört küçük yıldızın ve Mercedes isminin yer aldığı bir daireye çevrildi. 1926′da Daimler-Benz birleşmesi ile Benz’in defne yapraklarından çelengi yıldızın etrafını sardı.
Mercedes Türkiye`de:
1967 yılında Daimler-Benz AG’nin % 36 ortaklığı ile Otomarsan ünvanıyla İstanbul’da kurulan Mercedes-Benz Türk, 0 302 tipi otobüslerin üretimine, 1968 yılında başlamıştır.
Üretime başladıktan sadece 2 yıl sonra, 1970’te ihracata başlayan şirket, 1984 yılında Mercedes-Benz Türkiye Genel Mümessili olmuştur.
1986 yılında ise Türkiye’nin büyüme potansiyeline paralel olarak Orta Anadolu ili Aksaray’da kamyon fabrikası üretime geçmiştir.
Kasım 1990’da şirketin ticari ünvanı Mercedes-Benz Türk A.Ş. olarak değişmiştir.
500 Milyon Euro’yu aşan yatırım hacmiyle Mercedes-Benz Türk A.Ş. bugün Türkiye’nin en büyük yabancı sermaye yatırımlarından biridir ve 4.400 personel istihdam etmektedir. Bunun yanı sıra ülke çapındaki bayi ve satış sonrası hizmetler ağında 2.500 kişi çalışmaktadır. Daimler AG’nin Mercedes-Benz Türk sermayesindeki payı % 67’dir.
Günümüzde İstanbul’da Hoşdere Fabrikası’nda şehirlerarası ve belediye tipi otobüsler, Aksaray Fabrikası’nda ise hafif, orta ağır ve ağır sınıf kamyonlar ve çekiciler üreten Mercedes-Benz Türk’ün bu tesisleri Daimler AG’nin geliştirme ve üretim ağının önemli parçalarını oluşturmaktadır. Şirket, sadece Türkiye’de üretilen modelleri de kapsayan ürünlerinin yurtiçi satışlarını ve ihracatını da yapmaktadır. Ayrıca Mercedes-Benz marka hafif ticari araç ve Daimler AG çatısı altındaki tüm otomobil markalarının ithalatını ve satışını yapan Mercedes-Benz Türk, 2007 yılında toplam 28.609 adet araç satışı gerçekleştirmiştir.
En güncel teknolojilerle donatılan, yüksek kaliteli ürünleri sayesinde Mercedes-Benz Türk, Türkiye şehirlerarası otobüs pazarında % 63,8’lik, 6 ton üzeri kamyon pazarında ise % 30,1’lik pazar payıyla lider konumundadır.
Şirket, Türkiye’nin otobüs ve kamyon ihracatında da öncü konumundadır (2007 yılında 2.415 adet otobüs ve 6.248 adet kamyon ihraç edilmiştir). Batı Avrupa ülkelerinin Mercedes-Benz Türk’ün en önemli ihracat pazarlarını oluşturması ayrıca dikkat çekmektedir.
Sir Alec Issigonis, 1959 yılında küçük ve pratik bir otomobil yarattığında, hiç kuşkusuz bu otomobilin 47 yıl boyunca insanların hayatlarının bir parçası olacağını, hatta yaşam stillerini belirleyen nadir bir tasarım objesine dönüşeceğini hiç düşünmemişti.
1946 yılında Sir Alec Issigonis ile tanışan John Cooper, Mini`nin yüksek performanslı ve yarış amaçlı bir modelinin de olması gerektiğini düşünüyordu. George Harriman, Cooper`ı 1961 yılında görevlendirdi ve 150.000 adet Mini Cooper üretildi.
1965 Monte Carlo Rallisi’nde, başlangıç çizgisinde altı adet Mini Cooper S vardı. Timo Makinen ve Paul Easter 1965’de açık arayla birinci olurken 1967’de ise Rauno Aaltonen ve Liddon, Mini takımı için şapka çıkartılacak başarılara devam ettiler.
Yanlamasına yerleştirilmiş motorları sevdirdi, tasarım kurallarını yeniden yazdı ve sosyal bir devrimin parçası haline geldi. Minik dev Mini, 1995 yılında İngiliz otomobil dergisi Autocar okuyucuları tarafından Yüzyılın Otomobili seçildi.
1959-2000 yılları arasında üretilen Mini, küçük harflerle yazılırken, Frank Stephenson liderliğindeki MINI Proje Takımı ile modern çizgilerine ulaşan günümüz MINI’leri büyük harflerle yazılıyor. MINI markanın ismi iken “Cooper” ise model ismini belirtiyor.
ADAM OPEL adıyla anılan bu marka,1862 yıllarında ilk zirai makinaları,dikiş makinası ve bisiklet olarak küçük bir atölyede başlamıştır serüvene.1899 yılarında ADAM ın oğulları olan OPEL kardeşler babalarından devraldıkları bu küçük imalathaneyi kısa zamanda dünya markası olmayolunda ki ilk adımları atarak 1899 yılında Almanyanın RÜSELSHAİM da ilk otomobil fabrikasını Latzman la ortak olarak kurmuşlar ancak bu ortaklık sadece 2 yıl sürebilmişti.
Bu hızlı ve güvenilir gidişatın 1906 yıllarında ki üretimi 100.000 otomobil üretimi olmuştur.Bu müteşebbis ruhlu kardeşler 1909 yıllarında özellikle Doktorların ilgisini çeken,ozamanki bozuk taşra yollarında sağlamlığıyla halkında ilgisini çekmeye başlamıştır. 1914 yıllarında avrupada başlayan 1. dünya savaşı tümdünyaya da sıçramış diğer otomotiv firmaları gibi opel de savaş sanayinin etkisi altında kalarak üretime ara verip savaş sanayinde tank paleti üretimi ve diğer savaş yan sanayi üretimine başlamıştır.
Gücünü asla kaybetmeyen opel,kısa sürede toparlanmış,doğru stratejilerle otomotiv üretimine yeniden başlanmıştır.1929 yılına gelindiğinde opel ilk özel sigorta şirketleri ve finans kurumlarıyla taksitli otomobil satışınında öncüsü olmuştur. Ancak savaşın etkisiyle birtürlü toparlanamayan ekonomi otomotiv sektöründe yeni arayışlara ve ortaklıklara yönelmiştir.
Böylesi güçlü yapıdaki dev otomobil firmasının da ilk resmi ortağı GENERAL MOTOR olup 1929 yılında almanyadaki tesislerine ortak olmuş,ancak yapılan anlamşöa gereği OPEL in ismi muhafaza edilmiştir.1930 yıllarında ilk çelik entegreli kaporta ve şasiye önem veren opel yine bu süre içinde OPEL OLİMPİYA modelini üreterek başarılarına bir yenisini daha ilave etmiştir.1962 yıllarında rüselshaim deki modernize edilmiş yeni tesislerinde OPEL KADETT üretimini yapan opel CUPE ve GT serisini dahada modernize edip dünya otomotiv sektöründe adını iyice bahsettirmiştir.
1970 yılında yüksek performaz az yakıt tüketimi atrodinamik yapısıyla OPEL REKORD E modelini piyasaya sürerek kendisinden beklenen başarılara bir yenisini daha eklemiştir.Başarı,emek,güç ve güvenirliğin birleşimi olan opel mağrur ama geniş hatlara ve konfora sahip SENATÖR modeliyle şaşkın bakışların altında dudak ısırtmaya başlamıştır bir kere…1980 li yıllar opelin bu günki klasmanınıda belirlemeye başlamış yapılan teknolojik tasarımlarda üretime geçerek 1989 yılında sırasıylakatalitik konventörü,ardından eco-tech enjeksiyonlu ve turbo şarj lı corsa modeli konseptinde opelin İLK leri olarak karşımıza çıkmıştır.90lı yıllar yeni model ve tasarımlarına ASTRA, VECTRA, OMEGA VE FRONTERA ile giren opel 2000 li yılların başından itibaren göz kamaştırmaya devam etmektedir. 2008 yılının muhteşem tasarımı olan İNSİGNİYA daha şimdiden tasarımcıları hayrete bırakarak dünya otomotiv devlerinin arasında başı çekmektedir.Opelin amblemi tekerlek içinde şimşek,yani tekerlek güveni şimşek ise hızı simgelemektedir.
Peugeot’nun sanayi macerası dönüştürülmüş bir un fabrikasında düzenlenmiş bir çelik dökümhanesinde doğmuştur. Burası 1818’te patent alınan çok daha karlı bir faaliyet olan soğuk haddeleme için terkedilmiştir. Soğuk haddeleme faaliyeti mamul maddeler, testereler ve saat mekanizmaları üretimine yol açmıştır. İhraç edilmeye başlanan ürünlerin kalitesi sayesinde başarı ve zenginliğin gelmesi gecikmemiştir. Bu kalite aslan ambleminde sembolize edilmiştir.
Peugeot daha sonra bir çok yönde çeşitlenmiştir. Üretim yüzyılın bütün el işlerini temsil eden muazzam sayıda alet ve ürünleri kapsamıştır. 1840’ta, şirket ilk kahve değirmeni ile atölyeden mutfağa girmiştir. Bu 1930’ların başında elektriğe geçilerek 1975’e kadar yapılmıştır. Ünlü kahve değirmeni profesyonellerde, bakkal dükkânlarında ve kafelerde de görülmüştür. Daha sonra bir biber değirmeni ortaya çıkmıştır. Patentli öğütme sistemi ile, aşınması pratik olarak imkansız olup, bugün hala üretilmektedir ve dünyanın dört yanında milyonlarca satılmıştır.
Aslan kadınların dünyasına da kabarık etekler ve korse destekleri, ve 1867’de 1936’ya kadar üretilen dikiş makineleri sağlamıştır.Prusya ordularının kırımından kurtulan Montbéliard alanı refaha ulaşmıştır. Rekabete “Grand Bi”, üç tekerlekli bisikletler ve bisikletler de katılmıştır. Daha sonra, ütüler, 1920’den sonra çamaşır makineleri, telsiz telgrafın icadıyla radyo takımları ve 1960larda ilk gıda işlemcisi, Peugimix, ve bir çok ürün dâhil, elektrikli ev aletleri ortaya çıkmıştır.
19. yüzyılın ortasında Valentigney ve Beaulieu’da daha sonra otomobil üretecek olan yeni fabrikalar açıldı. Bir otomobil öncüsü olan Armand Peugeot otomobilin geleceğinin benzinli motorda olduğunu biliyordu. Serpollet ile birlikte kısa bir buharlı üç tekerlekli bisiklet imalatından sonra, Daimler motorundan yararlanmak istemiş, ve Gottlieb Daimler ve (Fransa’da Daimler’in imalat lisansına sahip olan) Panhard et Levassor şirketi ile bir anlaşma yapmıştır. 1891’den itibaren benzinle çalışan ilk seri Peugeot Type 3 dört tekerlekliler üretilmeye başlanmıştır.
Başarı hızla gelmiştir. Ama bundan önce, Armand Peugeot otomobil işini motorlu arabaya karşı çıkan kuzeni Eugène’in diğer imalat bölümlerinden ayırmak durumunda kalmıştır. 1896’da Société des Automobiles Peugeot adlı şirketi kurmuş ve otomobillerini imal etmek için Audincourt’ta yeni bir fabrika inşa ettirmiştir. Ayrılmanın kayıt ve şartları içinde Eugène’in şirketi “Fils de Peugeot Frères” (Peugeot Kardeşlerin Oğulları)’nın otomobil imal etmesi yasaklanmış, “Société des Automobiles Peugeot”nun da aletler, iki tekerlekli araçlar, üç tekerlekliler ve seleli dört tekerlekliler imal etmesi yasaklanmıştır.
Mamafih, 1905’te, Eugène’nin oğulları Lion-Peugeot olarak bilinen popüler modeller üreten ilk otomobil markalarını lense etmişlerdir. 1910’da iki markanın birleşmesiyle düzen tekrar sağlanmıştır. İlk iş aracı, Type 13, 1895’de ortaya çıkarılmıştır. Peugeot tarafından tasarlanan ve imal edilen ilk motor bir sonraki yıl ortaya çıkmıştır. Franche-Comté dışında yer alan ilk fabrika 1897’de Fives-Lille’de açılmıştır.
Birleşmeden sonra, Audincourt, Lille, Beaulieu ve Valentigney’deki dört fabrikaları ile grup önemli bir sanayi gücüne sahip olmuştur. Birinci Dünya Savaşından önce, Peugeot Fransa üretiminin yarısını oluşturan 10,000 otomobil yapmıştır.Bununla birlikte, şirket savaştan sonra bazı mali güçlükler yaşamıştır. Borç içinde, borçlanmak zorunda bırakılmış ve 1926’da en karlı iş olan bisiklet yasal olarak otomobilden bağımsız hale gelmiştir. Automobiles Peugeot ve Cycles Peugeot olarak iki şirket oluşturulmuştur.
1925’de, 100,000inci Peugeot fabrikadan çıkmıştır. 1929’da üretim vasıtaları 1912’de açılan Sochaux tesisinde yoğunlaştırılmıştır. 201’in başarısı şirketin 1930 bunalımından nispeten yaralanmadan çıkmasını sağlamıştır.İkinci Dünya Savaşından sonra, 203 ile tek model politikası uygulanmıştır. Bu 204’ün lanse edilmesiyle 1965’te sona ermiştir. Aynı yıl bütün grup şirketlerini kontrol eden holding şirketi Peugeot SA tesis edilmiştir. Dört yıl önce markanın ikinci üretim sitesi olması planlanan Mulhouse’daki fabrikanın inşaatına başlanmıştı.
1970’lerin başlaması ile, Peugeot ikinci büyük Fransız imalatçısı olarak 500,000 otomobil üretmiştir. 1966’da Renault ile bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmanın ilk meyvelerinden biri Volvo’nun katılması ile 1971’de daha sonra V6 PRV olan motorun yapımı olmuştur. Bu ortaklıkta Renault ile ortak olarak Douvrin’de bir fabrika açılmasını başkaları da takip etmiştir: iş araçları ve yolcu taşıyıcıların üretimi için 1981’de Fiat ile, sonra dizel motorların geliştirilmesi için 1998’de Ford ile, küçük motorlu modeller için 2001’de Toyota ile ve bir sonraki yıl benzinli motorlar için BMW ile.
1976’da Citroën’in kontrolünün ele geçirilmesi PSA Peugeot-Citroën’in tesis edilmesine yol açmıştır. Büyüme açlığının giderek sürmesi ile iki yıl sonra aslan Chrysler’in üç Avrupa iştirakini satın almıştır. Aynı anda PSA İngiltere’de Poissy, Ryton ve İspanya’da Villaverde endüstri tesislerini elde etmiştir. Ancak bu kadar kısa süredeki bu edinimler bir miktar hazımsızlık yaratmıştır. Talbot markasını Chrysler’in eski iştirakleri ile birleştirerek canlandırma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Peugeot’nun uluslararası büyümesi küreselleşme bağlamında hayati bir zorunluluk olarak 1985’te Çin’e gitmesi ile işaretlenirken, Porto Real, Brezilya fabrikasının 2001’deki açılışı ve bunu Arjantin’de bir tesisin açılışının takip etmesi aslanın Güney Ortak Pazarındaki varlığını güçlendirmiştir.
1894 yılında Lyon’da Marius Berliet tek silindirli bir motor tasarladı ve bunu hayata geçirdi, daha sonra petrolle çalışan ilk arabasını yaptı. 1906 yılında ilk kamyonunu yaptı.
1898 yılında Paris yakınlarındaki Billancourt’da Louis Renault 4 vitesli bir şanzıman yaptı, daha sonra ise çeyrek beygir güç üreten ilk otomobilini üretti. 1900 yılından itibaren kendi kendine ilerleyen ilk ticari aracı, 1906 yılında ise Paris şehri için günümüzdeki otobüsün atasını üretti.
1914-1918 : ilk seri üretimler
Berliet’de Verdun cephesine gönderilmek üzere günde 40 CBA kamyonu üretildi. Renault ise Marne’daki zafere 600 araç ile katkıda bulunarak Renault’nun tarihteki yerini almasını sağladı. 1917 yılında Renault tarihteki ilk modern tankı yaptı. İlk 4×4 kamyon Latil tarafından üretildi. Bu 1898 yılında geliştirilen önden çekişin doğal bir devamıydı.
1919-1928 : Büyümek için yayılmak
Louis Renault ve Marius Berliet endüstriyel dehalarını kendi otomobil gruplarını oluşturmak için bir araya getirdiler. Berliet Fransa hükümeti tarafından sipariş edilen Renault FT 17 tankının üretim sürecine de katkıda bulundu.
1923 yılında Renault karayolunda giden çekiciyi yapan ilk marka oldu. Aynı yıl içerisinde yanan odundan elde edilen gazı motor yakıtı olarak kullanan araçlar ve tüm tekerlekleri servo frenlerle donatılmış olan ilk çekici üretildi. 1928 yılında ilk dizel motor kamyonlarda kullanılmaya başlandı.
1952-1978 : Grup oluşumuna doğru atılan adımlar
1952 ve 1974 yılları arasında Laffly, Rochet Schneider, Camiva ve Citroën Ağır Vasıta Bölümü Berliet’ye katıldı, 1957 yılında Dünya’nın en büyük kamyonu olan Berliet T100 üretildi !1955 yılında Renault ve Somua kamyon departmanı olan Latil’in birleşmesinden Saviem doğdu, çok kısa süre sonra 1965 yılında Richard Continental ve 1975 yılında Sinpar Saviem bünyesine katıldı.
1978 yılında ise Berliet ve Saviem tek Fransız ağır vasıta üreticisi olan “Renault Véhicules Industriels”, yani Renault’nun kamyon bölümünü oluşturmak için birleştiler.1983 yılından bu yana hedef dünya çapında liderlik Renault Véhicules Industriels uluslararası bir grup meydana getirmek amacıyla 1983 yılında Dodge Europe’u daha sonra 1990 yılında ise efsanevi Amerikan markası olan Mack’i bünyesine kattı.1992 yılında ise çok önemli bir adım atıldı : Renault Véhicules Industriels, Renault V.I. halini aldı 2001 yılında Renault V.I. Volvo grubun bir parçası haline geldi.2002 yılında uluslararası “Renault Trucks” adını aldı.
Bisikletin imparatorluğunu sürdürdüğü yıllarda doğan İngiliz Starley & Sutton Co. şirketi, ürettiği ilk güvenli bisikletle adını tarihe yazdırdı. 1885 yılındaki bu başarısının ardından, 1889 yılında şirket adını önce J.K. Starley & Co. Ltd. olarak değiştirdi. Ardından 1890’lerin sonunda adını Rover Cycle Company Ltd.’ye çevirdi. Polonyaca bisiklet manasına gelen “Rower” kelimesi tarihe attıkları başarının simgesi olarak seçildi.
Rover, macerasına ürettiği ilk arabası olan Rover 8 ile devam etti. 1904 yılında üretilen Rover 8, 200 pound’a satılan iki koltuklu bir modeldi. Çok sayıda modifikasyona uğrayan bu model şirket için büyük bir başarı kaynağıydı. Treni geçen ilk araba olarak tarihe adını yazdıran Rover Light Six ise 1927 yılında üretildi. Bu model saatte 60 mil hıza ulaşabiliyordu. İkinci Dünya Savaşı’ndaki jiplerden esinlenilerek yapılan Land Rover serisi, savaş sonrası ihtiyaç duyulan açığı kapatmak hedefiyle üretildi. Bu modellerde çatı opsiyoneldi. Rover’ın bu modeli 1970’lere kadar en çok satan model unvanını aldı.
Yıllar sonra üretilen Rover 2000, saatte 70 mil hıza ulaşabildiği için İngiltere için fazla hızlı bulundu ve Amerika için üretildi. Rover üretim macerasına 1970 yılında üretilen Range Rover ile devam etti. Bu model vinil koltukları ve plastik içiyle hortumla yıkanabilir olması hedeflenerek üretildi ve ilgi çekti. Ardından Ford Escort ve Cortina ile yarışması hedeflenen Morris Marina modeliyse üretilen en kötü arabalardan biri unvanını almasına rağmen, İngiltere’de oldukça popüler bir model oldu. 70’li yılların sonlarında Mercedes ve BMW kategorisinde yarışmak için üretilen VandenPlas, deri döşemesi, ahşap ön panosu, elektrikli aynaları ve sunroof’u ile tam bir başarı olarak kayıtlara geçti.
80’lerin sonunda özelleştirilen ve Rover Group adını alan şirket,sonraki yıllarda da el değiştirmeye devam etti. Bu dönemde ürettikleri ilk model Mark II 200 serisiydi. 90’lı yılların ortasında şirketin yeni sahibi BMW markası oldu. BWM, 1999 yılında bir yönetici aracı olarak Rover 75 modelini üretti. Bu model hükümetlerin bakanları arasında popüler hale geldi. Ancak Rover’ın el değiştirme hikayesi bitmemişti: 2000 yılında BMW, şirketi ikiye ayırmaya karar verdi ve Land Rover’ı Ford’a satarken, MINI’yi muhafaza etti. Rover’ın el değiştirme sürecinde son olarak 2007 yılında Çin’li Nanjing Otomobil şirketi, Rover markasını İngilizler’den satın aldı. Bu sürecin ardından MG7 modeli hem Çin’de hem de İngiltere’de üretilmeye başladı. 2010 yılında satışlardaki düşme sebebiyle MG Rover’ın üretimine son verildi.
Günümüzde Rover’dan ayrılan şirketlerden olan Land Rover, Range Rover, Range Rover Sport, Range Rover Evoque, Discovery, Yeni Discovery Sport modelleriyle, Rover lüks ve konforlu araçlar meraklılarının ilgi odağıdır.
SEAT, Volkswagen Grubu’nun ilgi çekici, sportif, genç, yenilikçi otomobiller üreten bir markadır. SEAT, Seat Alhambra, Seat Ibiza,Seat Cordoba,Seat Leon veSeat Toledo model otomobiller üretmekte ve satışa sunmaktadır. Günümüzde 68 ülkede bayilikleri bulunan bir marka olmasının yanı sıra yaklaşık 3600 noktada satış hizmeti sunmaktadır.
SEAT markası, 26 Ekim 1948 yılında İspanyol hükümetinin ve bankasının İtalyan otomobil üreticisi Fiat markası ile ittifak anlaşması gerçekleştirmesiyle oluşmuştur. İspanya’da Fiat’ın tanınmışlık oranı daha fazla olduğu için ihaleyi Fiat almıştır. İki ülkenin yol koşullarının aynı olması ve müşterilerinin düşük gelirli oluşu da Fiat’ın tercih edilmesine ortam hazırlamıştır.
SEAT, 9 Mayıs 1950 tarihinde İspanya’da Industria tarafından kurulmuştur. Adını Sociedad Española de Automóviles de Turismo’nun baş harflerinden almıştır. Firmanın ilk başkanı, endüstri ve havacılık mühendisi, aynı zamanda pilot ve fotoğrafçı José Ortiz-Echagüe Puertas’tır. SEAT tarafından 1953 yılında üretilen ilk otomobil “B-87.223″ plakalı SEAT 1400 modeli olmuştur. İlk model lüks bir otomobil olarak düşünüldüğü için orta seviyedeki İspanyol müşteriler tarafından makul fiyatlı görülmemiştir. 1957’de piyasaya sunulan SEAT 600 modeli ile İspanya’da araç kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu model pek çok İspanyol ailesinin ilk otomobili olma özelliği taşımaktadır.
1967’lerde SEAT; Renault, Citroen, Authi gibi rakiplerinden üstün konuma gelmiş ve İspanya’nın en büyük otomobil üreticisi olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda, SEAT otomobillerinin yurt dışına ihraç edilmesindeki kısıtların kaldırılması için girişimler yapılmıştır. SEAT için büyük etki yaratan yıl 1982’dir. Bu yılı önemli kılan olay, 30 yıllık Fiat ile yürütülen ittifakın sona ermesi olmuştur. İş birliğinin sona ermesi SEAT’ın logo değişikliği ile sonuçlanmıştır. Yeni logosuyla üretilen ilk otomobil SEAT Ronda modelidir. Aynı yıl Fiat’ın geri çekilmesiyle SEAT’le Alman markası Volkswagen ilgilenmeye başlamıştır. SEAT ve Volkswagen arasında ittifak anlaşmasının imzalanması 1983 yılında gerçekleşmiştir.
1984 yılında SEAT Ibiza modelinin yenisini üretmiş ve piyasaya sunmuştur. Bu model, Malaga’nın da temelini oluşturma özelliğini taşımaktadır. Volkswagen’in SEAT’ın neredeyse tüm mülkiyetini ele geçirmesi ve Alman olmayan bir grubu bünyesine katması 1990’ları bulmuştur. 1999 yılı SEAT Toledo modelinin piyasaya sunulmasıyla ve hemen ardından rasyonellik, duygusallık temalı yeni logolarının üretimiyle sonuçlanmıştır.
Markanın sportif ve genç kimliğini yansıtan logosu 2000 yılında üretilmiştir. Markanın yeni sloganı da “SEAT Auto Emocion” olmuştur. Aynı yılda, Avrupa’nın en genç markası olarak 50. yılını kutlamıştır. SEAT’ı diğer İspanyol otomobil üreticilerinden ayıran en önemli özelliği tasarım, geliştirme ve üretim aşamalarının bir merkezden yürütülüyor olmasıdır. Şirket, araştırma ve geliştirme çalışmalarına büyük önem vermekte ve kaliteli, yenilikçi otomobiller üretmeyi amaçlamaktadır.
Bulunduğu şehrin yüzölçümünün üçte birinden fazlasını kaplayan Skoda, üretimini gerçekleştirdiği Mladá Boleslav şehrinin gelişiminde çok büyük rol oynamış bir otomobil üreticisidir.
1895 yılında Laurin & Klement aile şirketinde çalışan 2 kişinin bisiklet tutkuları sayesinde kuruldu. Teknisyen Václav Lourin ve kitap satıcısı Václav Klement tasarladıkları bisikletleri üretmeye başladılar. 19. Yüzyılın vatansever atmosferinde, ürettikleri bisikletlere “ Slavia” markasını koydular. 1899 yılında, motosiklet de üretmeye başladılar ve bu konuda da başarılı oldular. Hatta motosikletlerden yarış şampiyonluğu kazananlar bile oldu.
1905 yılından itibaren motosiklet üretimini, yavaş yavaş otomobil üretimine çevirmek istediler. Hatta Laurin & Klement olarak ürettikleri ilk otomobil başarılı oldu ve daha sonra bir Çek Cumhuriyeti klasik otomobili haline geldi. 1907 yılında anonim şirkete geçiş yapıldı. Sürekli büyüyen şirket 1. Dünya Savaşı başlarken, silahlı kuvvetler için üretim yapmaya başladı.
Ülkenin ekonomik gelişimine paralel olarak 1920’lerde firmayı güçlendirip modernleştirmek için güçlü bir endüstriyel ortak bulma gereği doğdu. 1925 yılında Pilsen Skoda Co. ile birleşme tamamlanarak Lavrin ve Klement markası sonlandırılmış oldu. 2.Dünya Savaşı patlak verdiğinde, 1939 ile 1945 yılları arasında Almanya’nın işgali nedeniyle şirket, önemli bir duraklamaya girdi. Savaş sonrası devletleşme politikası uyarınca firma,1946’da AZNP adıyla milli bir kuruma, politik ve ekonomik nedenlerle de bir tekele dönüştü.
Geleneksel otomobil üretim yöntemlerinin geçmişteki başarısı Skoda’nın 20 yıl kadar daha ekonomisine katkıda bulundu. Fakat batıda yeni üretim teknolojilerinin çıkmasıyla birlikte gerileyen üretim, 1987 yılında Skoda Favorit modelinin çıkarılmasıyla yeniden canlandı. 1990 yılında hükümet Volkswagen Grubuyla işbirliği kararı aldı. 16 Nisan 1991 tarihinde, Skoda-Volkswagen ortak girişimi ile Volkswagen, Audi ve Seat’tan sonra, gruba katılan 4. Marka olmuş oldu.
SsangYong; Güney Kore’nin otomobil üreticisi ve çelik sanayicisi firmalarından biridir. 1954 yılında Hadonghwan Motor Company adıyla kurulmuş, İngiltere’den kit halinde gelen Jeep modeli araçları monte ederek serüvenine başlamıştır. Firma adı, Korece’de; İkiz Ejder anlamına gelir.
SsanYong üretim hayatına; otobüs, kamyon ve özel amaçlı ticari araçlar üretmekle başlamıştır. 80’li yılllarda SsangYong Musso ve SsangYong Korando modellerini geliştirerek dört çekerli araç dönemine giriş yapmıştır.
1988 yılında üretip geliştirdikleri Korando modeli; Kore’de üretilen ilk 4×4 araba olup, otomotiv sektöründe SUV çağının başlangıç noktası olmuştur. Araç aynı zamanda, dünya SUV pazarında Güney Kore’nin en uzun süredir bilinen otomobili olma unvanını da almıştır.
90’lı yılların başında, Mercedes-Benz AG; teknoloji, stratejik ortaklık, dağıtım ve yönetim alanlarında SsangYong‘la işbirliği yapmak için sermaye yatırımı gerçekleştirmiştir. Turnbull, 1997 yılı başlarında Güney Kore’ye gelmiş ve kendisine Daewoo Grubu‘nda bir otomobil fabrikası kurarak iki yıl içinde ilk arabasını üretme görevi verilmiştir. Böylece, otomobil üretimi adına gelişmiş bir alt yapısı bulunmayan Güney Kore’de, gerçekleştirilmesi zor bir görev üstlenmişlerdir.1998 yılında bütün Asya ülkelerini ve şirketlerini vuran ekonomik kriz sonucu firma, Daewoo Grubu ile birleşmeye gitmiştir.
Güney Kore; kurulan fabrikanın ısıtma sisteminin ancak proje kara geçtiğinde gündeme gelebileceğini düşünmüştür. Turnbull, yönetimi kar etmeyi beklemeden ısıtma sistemi monte etmeye zor ikna etmiş, tüm bu güçlüklere rağmen SAIC (Shanghai Automotive Industry Corporation) 2004 yılında ilk SsangYong halk arabası olarak satışa çıkmıştır. Böylelikle bir Koreli ve bir İngiliz güçlerini birleştirerek Güney Koreliler’in en yaygın şekilde satın alıp kullanabilecekleri bir otomobili hayata geçirmiştir.
Kriz sonrası, Daewoo Grubu’ndan ayrılıp, tekrar bağımsız otomobil üretimine başlayan SsangYong; bu dönemin ardından; Rexton, Kyron, Korando, Actyon ve Actyon Sports gibi SUV modelleri üretip geliştirerek, liderliğini kabul ettirmiştir. Tüm bu modellerin yanında; Chairman, Istana, Musso Sports, SS Stavic ve ticari araç alanında SY Truck, Transtar gibi modelleri de üretip geliştirmiştir.
Günümüzde şirket; 115’i aşkın ülkede bulunup, yaklaşık 1650 satış noktasıyla SUV üretmeye, küresel varlığını genişletmeye devam etmektedir. Şirket; yeni tasarımlar ve teknolojiler geliştirmeyi hedefleyerek, SUV konusunda uzmanlaşmış diğer bir firma olan Mahindra & Mahindra ile teknik işbirliği yapmıştır.
Toyota Motor Corporation Eylül 1933’de Toyoda Automatic Loom şirket kurucusunun oğlu Kiichiro Toyoda’nın yönetiminde otomobil üretimine adanmış yeni bir bölüm yarattığında kuruldu. Kısa süre sonra 1934’de bölüm ilk Tip A motorunu üretti ve Mayıs 1935’de Model A1 binek aracını ve Ağustos 1935’de ise G1 kamyonunda kullandı. Model AA binek arabasının üretimi 1936’da başladı. İlk araçlar bazı parçalar Amerikan orjinalleriyle değiş tokuş edilmek üzere Dodge Power Wagon ve Chevrolet’ye çarpıcı bir benzerlik gösteriyordu.
Toyota Grubu günümüzde en çok otomobil üreticisi olarak tanınsa da halen tekstil işine de devam etmekte ve şimdi tamamen otomatize olmuş ve dünya çapında erişilebilen otomatik tezgahları üretmektedir.
Toyota Motor Co. ‘nın bağımsız bir şirket olarak kurulması 1937 yılında oldu. Kurucu ailenin soyadı Toyoda, şirket adı özellikle farklılaştırılarak kurucunun aile hayatı ve iş hayatının ayrılığı vurgulanmanın yanı sıra telaffuzu kolaylaştırmak ve şirkete mutlu bir başlangıç verilmek istenmiştir. Sekiz sayısı şanslı rakam olarak kabul edilen Japonya’da Toyota Toyoda’dan daha şanslı kabul edilmektedir, çünkü Katakana’da (Japon hece dizisi) Toyota yazman için 8 darbe gerekmektedir. Çince’de şirket ve araçları halen Çin alfebesindeki eşdeğer karakterlerle bahsedilmektedir.
Pasifik Savaşı sırasında şirket İmparatorluk Ordu’su için kamyon üretimine ağırlık vermişti. Japonya’daki şiddetli yokluklardan ötürü askeri kamyonlar mümkün olduğunca basit tutuluyordu. Örneğin kamyonların ön tamponda ortada tek bir farı vardı. Planlı bir müttefik bombardımanının Aichi’deki Toyota fabrikalarını bombalamasında kısa bir süre önce sona ermişti. Savaştan sonra 1947’de ticari binek araç üretimi SA modeliyle başladı. Toyota’nın kalite ve üretim prensipleri kökenini ABD Ordusunun savaş öncesi eğitim programından almaktadır[6]. 1950’de ayrı bir satış şirketi olan Toyota Motor Sales Co. kuruld (Temmuz 1982’ye kadar sürdü). Nisan 1956’da Toyopet bayi zinciri kuruldu. Ertesi yıl, Toyota Crown ABD’ye ve ihraç edilen ilk Japon arabası oldu ve Toyota’nın Amerika ve Brezilya bölümleri Toyota Motor Sales Inc. ve Toyota do Brazil S.A. kuruldu.
Toyota Türkiye`de
Toyotasa Toyota Sabancı Pazarlama ve Satış A.Ş., % 65 oran ile ana hissedarı olan Sabancı Holding, %25 Japon Toyota Motor Europe ve %10 Mitsui & Co. ortaklığı ile kurulmuştur. Toyotasa, Türkiye otomotiv pazarında Toyota marka araçların pazarlama, satış ve satış sonrası hizmetler faaliyetlerini yürütmektedir.
Kurumsal yönetim ve iletişim çalışmaları “İnovasyon ve Kaizen” üzerine inşa edilmektedir.
Tüm çalışanlarının katılımı doğrultusunda sürekli gelişimi ve müşterilerine en kaliteli ürün ve hizmetlerin sunulmasını amaçlayan Toyotasa, Türk otomotiv sektöründe orta vadede binek otomobil pazarının ilk üç marka arasında yer almayı hedeflemektedir.
Toyotasa’nın uzun dönemdeki hedefi de, Toyota’nın global vizyonu doğrultusunda pazarda lider konuma yükselmektir.
1938’ de Almanya’da Nasyonal İşçi partisi tarafından Alman otomotiv birliğine kurdurulmuştur. Başlangıçta amaç halk için tek tip araç üretmekti. Zaten şirketin adı Almanca halkın arabası demektir.Volkswagen grubu bünyesi altında Audi,Skoda, Seat, Bentley, Bugatti, Lamborghini, Volkswagen Ticari araclar ve Scaina dır . Brazilyada ise VW Titan Tractor adıyla kamyon üretimine başlamıştır. Güney Afrika Cumhuriyetinde Volksbus adıyla otobüs imal etmektedir.
İkinci dünya savaşı sırasında sanayi gücünü orduya veren Volkswagen daha sonra savaşın bitmesiyle birlikte yeniden düzenlemeler yapılan fabrikalarda 1950 yılında eski üretim kapasitesine ulaştı.
Volkswagen 1980’li yıllardan itibaren dünyaya yayılma politikasına hız verdi. Bu yıllardaki modeller arasında markanın en çok satan modeli olan Golf, ayrıca Polo, bagajlı versiyonu Derby, sportif olarak Scirocco, orta sınıf aile otomobili Passat ve 1981 yılında Santana modeli bulunuyordu. Klasik kaplumbağa Volkswagen ise Meksika ve Mısır’da üretilmeye devam ediyordu. Klasik Volkwagen 1981’de 20 milyon üretimi aşarak yeni bir rekor olmuştu.1983 Ağustosta ise ikinci nesil Golf tasarlanarak piyasaya sürüldü ve önceki gibi büyük bir ilgi gördü. Benzinli ve Dizel motorlu modellerinden başka çevreye duyarlı katalitik egzos sistemli yeni bir tipi vardı. Bu çevreye duyarlı sistem zamanla tüm modellerde uygulanmaya başlandı.
Mayıs 1985te GTI modeline 16 subaplı bir model ilave edildi. Bu model spor müsabakalarında çok büyük başarılar kazandı. Nitekim 1986’da Grup A Dünya Ralli Şampiyonu oldu.
1987 yılının 23 Mart günü Volkswagen 50 milyonuncu otomobilini üretti. Golf modeli yalnız Almanya’nın değil, tüm Avrupa’nın en çok satan otomobili olmuştu. Bütün bu başarılara rağmen Volkswagen durmuyor sürekli kendini geliştirmeye devam ediyordu. Bunun için araştırma geliştirme faaliyetlerine büyük önem veren şirket bu çalışmalar için 9.000 m2 ofis ve laboratuar alanı ile 6.000 m2 atölye ve deney alanı tahsis etti. Bu alanda öncelikle konfor güvenlik ve çevre sorunları ile ilgili çalışmalar yapılıyordu. AUTO 2000 projesi bu amaçla geliştirilen ilk model oldu. Hız denemelerinde kullanılan IRVW II modelinden sonra çarpıcı stili olan IRVW 4-Futura modeli geliştirildi. Bu modelin taşıdığı özellikler arasında martı kanadı gibi açılan geniş yan kapılar, ABS fren sisteminin yanı sıra otomatik park etme sistemi de vardır. Bu nedenle de hem ön, hem de arka lastikleri yön değiştirebiliyordu.Şu sıralar, TSI kodlu yeni motorunu Polo, Golf ve Jetta modellerine monte edip satışa sürmektedir. Bu motor, 1.4 litre hacme sahip olup 170 beygir güç üretebilmektedir.
Volkswagen’i 1980’li yıllara hazırlayan Toni Schmücker, 1981 de yerini Dr. Carl Hahn’a bıraktı. Dr. Hahn liderliğinde birçok gelişme olmuştur. Bunlardan en önemlisi Çin Halk Cumhuriyeti’nde Volkswagen Santana modelinin üretimine başlamak olmuştu. Böylece çok geniş bir kitleye ilk olarak hitap ederek bu pazarın kontrolünü elinde tutmaya çalışmıştır. Hahn döneminin diğer bir başarısı ise İspanyol Seat markasının başlangıçta teknik işbirliği ile başlayan ilişkilerin devralınması ile sonuçlanmasıdır. Volkswagen yönetimi altında SEAT’ta gelişme durmadan devam etti ve yeni modeller sürekli piyasaya sürüldü.
Volkswagen araçları Türkiye’ye Doğuş Grubu tarafından ithal ediliyor. Başlarda kısıtlı sayıda getirilen araçlar halkın talebi karşısında daha fazla getirilmeye çalışıldı. Fakat bu talep çok fazlaydı ve şirket politikası gereği fazla araç yollamayarak bu araçların ikinci elinin de değerlenmesini sağlamıştır.
Skoda Fabia 1 Hb 2000 - 2008 Model Arası Bagaj Pandizot Rafı Sipariş için tıklayınız..
Honda Euro Civic Hb Muadil Pandizot Bagaj Rafı Sipariş için tıklayınız..
Audi Hb 3 Kapı Bagaj Pandizot Rafı 2004- 2013 Sipariş için tıklayınız..
Citroen C3 Düz 2002 - 2009 Model Arası Bagaj Pandizotu Sipariş İçin Tıklayınız
Fiat Punto Grande Punto Evo Bagaj Pandizot Rafı Sipariş için tıklayınız
Opel Astra F Kasa Modelleri İçin Uygundur. Kargo Ödemeli Gönderim Mevcut Olup 0541 606 78 13 Whatsapp Hattından Sipariş Verebilirsiniz. SİPARİŞ İÇİN TIKLAYINIZ
Alfa Romeo Giulietta Pandizot Bagaj Rafı Kapıda Ödemeli Kargo Seçeneğimiz Mecvut Olup 0541 606 78 13 Whatsapp Hattından sipariş verebilirsiniz. Sipariş Vermek İçin Tıklayınız
Renault Flash Katlamalı Bagaj Rafı Pandizotu SIPARIŞ IÇIN TIKLAYINIZ..
Dacia Sandero Bagaj Rafı Pandizotu 2012 Öncesi Sipariş için tıklayınız...